Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz.

İletişim için adminiubkfk@gmail.com.

5 Nisan 2007 Perşembe

Denedim...

Gözlerini kapatmaya korkuyordu. Tekrar o rüya ya da gerçek her neresi ise oraya gitmek istemiyordu. Hayalinde bir gün daha yaşamak istemiyordu. Ama içtiği kahveler midesini tıka basa doldurmuş ve bulandırmıştı. Aşağı yukarı elli saattir uyumuyordu. Sonunda yenik düştü. Yine en son uyandığı yerdeydi. Ağzında o acı kahvenin tadı hala vardı. Kendisine sövdü uyuduğu için. Yine aynı boş çöl ve ortasında kumun duvarlarını çürüttüğü o ihtişamlı kütüphane. Uyanana kadar beklemişti daha önce ama bir şeyler yapana kadar uyanamadı. Sanki her rüya O’nun için, O’nun yerine belirlenmiş bir görev ve görevini bitirmeden uyanamayacakmış gibi…

Çıktığı yüzlerce merdiven gram terletmemişti fırın gibi sıcak çölde. Kapı açıktı. Kapının sürgüleri kuru sıcakta parçalanmış, tahta kısımları ise kavrulmuştu. Sararmış saman sayfaların burnunu kaşındıran kokusu geldi. Koskocaman bir odada bir masa ve yüz binlerce kitap. Kitapların bir kısmı yere yığılmış ama kalanı raflarda ince kumun koruması altında duruyordu. Rafların yanında yürüdü, merdivene çıktı her yeri dolaştı ama gördüðü beş çeşit kitaptan başka bir şey deðildi. “Kim?”, “Ne?”, “Nerede?”, “Ne zaman?”, “Neden?” sırasıyla bunlardı bütün kitaplar. Sırasıyla açmaya karar verdi kalın deri ciltli sade kitabı. “Kim? Sen. Kim? Sen. Kim? Sen. Kim? Sen.” Böylece gidiyordu kitabın oluşturduğu yüz - yüz elli sayfa boyunca. Diğerine geçti. “ Nerede? Hayallerin şekil verdiği bu dünyada. Nerede? Hayallerin şekil verdiği bu dünyada. Nerede? Hayallerin şekil verdiği bu dünyada.”. Bir anlam çıkarmaya çalıştı. Ama sadece merakı kabardı. “Ne zaman? Uyandığında. Ne zaman? Uyandığında. Ne zaman? Uyandığında.”, “Nasıl? Uyuduğunu zannederek. Nasıl? Uyuduğunu zannederek. Nasıl? Uyuduğunu zannederek.”, “Neden? Farkında olduğundan. Neden? Farkında olduğundan. Neden? Farkında olduğundan.”. Bir anda kendini, vücudunu hissetti. Uyandı, oradaydı.

Emre Büyükevin
Devamını okuyun...>>