Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz.

İletişim için adminiubkfk@gmail.com.

13 Kasım 2007 Salı

Ses ve Nefes Üzerine

Nefessiz kaldım. En son ne zaman olmuştu bu? 1 yıl? 1 buçuk? En olmadık zamanlarda en olmadık tepkileri benim vücudum verir. Belki ilk loto oynadığım ve büyük ikramiyeyi tutturduğum gün ölürüm. Kim bilir? Ne zaman aklıma ölüm gelse ya da ölüme yaklaşsam tatsızlaşıyorum. “Tatsız”laşmak... Tatlı sevmeyen birine (ki ben de sevmem) tatlı kelimesinin tersini olumsuz bir şekilde kullanıyorum. İlginç bir detay. Aslında pek telefon seven biri değilim. Belki de bu yüzden telefondaki plastik gerginliğim; her an kırılabilir gibi görünen ancak kırılmayan esnekliğim.

En son ne zaman duymuştum sesini? 4 sene? 5? Aynı yumuşak gevreklik var sesinde. Sesin… Bir insanı en çok kendisi yapan ne biliyor musun? Sesi. Mesela sessiz bir dünya düşün. Nefes sesi dahi yok ki bence nefes sesi seslerin en güzelidir. Müzik yok! Konuşmalar suskun, yazılar hiyeroglif yalnızlıklarına gömülmüş, dilse sadece tatmak ve öpüşmek için var. Korkunç! İnsanı en çok korkutan şeylerin başında da sessizlik gelmez mi zaten?


Hep birilerini duymak isteriz. İçten içe isteriz ki birileri bize seslensin. 7’sindeki çocuk da ister bunu 70’indeki nine de. Yalnızlık ürkütücü ve evcil canavarıdır insanoğlunun. Hem sever onu, hem de ürker ondan. Ve o canavar yeryüzündeki en sessiz mahlukattır. Bu yüzden isteriz bizlere seslenilmesini. Çünkü ses duymak, nefes duymaktır. Her ne kadar her nefes alışımızda ölüme bir soluk mesafesi daha yaklaşsak da nefes, yaşamı anımsatır tembel beyinlerimize. Yaşamak için unutmaya alışmış, ayakta kalmak için; savrulup gitmemek için şeffaflaşanların dahi beyinleri onlara yaşamalarını emreder. En gürültülü de onlar yaşar zaten. Hayatın orasını burasını kurcalayarak, yolda yürürken karşıya geçmeyecek olmalarına rağmen trafik lambalarının tuşlarına basarak yaşarlar onlar. En sessizler, en kaçaklar hep en gürültülü yaşarlar. Ve hayatın tüm karmaşıklığını o gürültü içerisinde düz bir yola çevirirler, çünkü onlar yoldan gitmeyi değil, aksine kendilerine yol açmayı seçenlerdir. Ve nedendir bilinmez, yaşamı umursamaz görünmelerine rağmen (ki belki de tam bu yüzden) en gürültülü nefes alan onlardır. Onlar duyulması en güzel varlıklardır.

Sesini duymak güzeldi…
YC

Yusuf Can Ekinci

Devamını okuyun...>>