Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz.

İletişim için adminiubkfk@gmail.com.

19 Haziran 2006 Pazartesi

Kör Adamın Son Düşü

Kör adam düşlerinden uyandı. Saat kaçtı? İçindeki Güneş ona sabah saatlerinin yaklaştığını söylüyordu. Hafifçe doğrulup kol mesafesinde olması gereken pencereye uzandı. Eli boşluğu yakaladı sadece. Şaşırdı; biraz daha doğruldu. Eli duvarı buldu. Pencere neredeydi? Ayağa kalktı olabildiğince hızla. Çılgınlar gibi duvar boyunca elleri ile yoklayarak ilerledi.Pencere yoktu. Kapı da öyle.

Gözlerini açtı. Uçsuz bucaksız gibi görünen bir taş çölünün ortasındaydı. Yerlerdeki çatlaklardan sakınması gerekiyordu. Onları görmek yetmez, gören gözler bile engellemez takılıp derinlere düşmeyi. Ve korkudan hareket edemezken ilerledi ayakları. Takılıp düştü. Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri getirdi. Kör adam düştü.


İşte pencere oradaydı. şuradaki kuş acaba her sabah uyanışına eşlik eden kuş mu? Yoksa her sabah gelen bir kuş yok mu; farklı farklı kuşlar mı hepsi? Peki o ağaç, hani kuşun konduğu var ya, işte o ağaç; yılın her vakti yeşil mi böyle? Yaprakları geniş, yumuşaktır da herhalde. Adam uzandı, eli duvarda takıldı. Odada oksijen yok; nefes almak imkansız. Nefes alamadı, yıkıldı yere. Sol kolu, ah sol kolu o kadar sancıyordu ki.

Adam sıçrayarak uyandı. Korkuyla döndü sevgilisi, şaşkın görünüyordu. Tam o sırada bir yerlerde, kör bir adam ölüyordu.

Onur Doğan

0 yorum:

Yorum Gönder